Şiir dediğimiz şey, bir duygu yükü taşıyıcısıdır. Şair yükünü dizelere bırakır. Okuyan o yükü alır, kâh keyiflenir, kâh hüzünlenir. Bir başkası ile paylaştığında yükünü devreder. Ülkemizde ve dünyada çok başarılı şairler, unutulmaz eserler bırakmıştır. İnsan ana dilindeki bir şiiri okuduğunda bu bahsettiğim duygu yükünü kolayca içselleştirebilir. Ancak yabancı dilde yazılmış olan bir şiirin ruhu, o dile hakim değilsek bize geçemez. Burada da şair olmak kadar büyük bir maharet devreye girer. Şiir çevirisi. Bence çok zor bir iş. Ruh katılmış bir işe, çevirdiğin dilde de ruh katmalısın. Bunun pek çok örneği mevcut.


Ben de sizleri nedenini bir türlü bilemediğim bir şekilde sevdiğim, hoş bir çeviri şiirle tanıştırmak isterim: "Atlının Türküsü (Cordoba)". Bazı kaynaklarda sadece "Atlı(Cordoba)" olarak da geçiyor.


Şiir, İspanyol şair ve oyun yazarı, aynı zamanda ressam, piyanist ve besteci Federico García Lorca 'ya ait. Melih Cevdet Anday ve Sabahattin Eyüboğlu Türkçeye çeviriyor. Zülfü Livaneli harika bestesiyle şarkıya dönüştürüyor, yorumluyor ve Onur Akın yorumuyla da daha da bir taçlanıyor. Teşbihte hata olmaz. Tam bir "sanat bombası" diyebiliriz. Huzur veren melodisiyle de dinlemenizi tavsiye ederim.



Kurtuba

Uzakta tek başına


Ay kocaman at kara

Torbamda zeytin kara

Bilirim de yolları

Varamam Kurtuba'ya


Ovadan geçtim yel geçtim

Ay kırmızı at kara

Ölüm gözler yolumu

Kurtuba surlarında


Yola baktım ama yol uzun

Canım atım yaman atım

Etme eyleme ölüm

Varmadan Kurtuba'ya


Kurtuba

Uzakta tek başına


》》》》》》》》》


Córdoba.

Lejana y sola.


Jaca negra, luna grande,

y aceitunas en mi alforja.

Aunque sepa los caminos

yo nunca llegaré a Córdoba.


Por el llano, por el viento,

jaca negra, luna roja.

La muerte me está mirando

desde las torres de Córdoba.


¡Ay qué camino tan largo!

¡Ay mi jaca valerosa!

¡Ay que la muerte me espera,

antes de llegar a Córdoba!


Córdoba.

Lejana y sola.