ÇIĞLIK


Bir çığlık duyuldu,

Kırılan bir aynanın yankısı gibi.

Ses, karanlığın derinlerine saplandı,

Dudaklar sustu,

Yürekler kanadı.


Bir gece yarısının ince sızılarıydı,

Kuru dalların kırılmasından çıkan ağıt.

Rüzgâr,

Taşıdığı her kelimeyle

Lime lime etti.


Gökyüzü ağırdı,

Bir sancıyı taşır gibi griye büründü.

Yıldızlar suskun.

Zaman durmuş,

Acının ayak sesleri yankılanıyordu.


Bir çığlık duyuldu,

Ne bir sese, ne bir göze sığan.

Kör bıçağın tene değmesiydi,

Anlamsız ve tarifsiz.


Ve şimdi,

O çığlık bir nehir oldu,

Gözlerde çağlayan,

Her bakışta farklı bir hikâye anlatan.


Sustu dünya,

Hâlâ o çığlık duyulur,

Her sessizlikte bir kez daha büyüyen.


Serhan PAKDEMİR