ne yedi katlı kuleler çıktım da diller öğrendim

hiçbirinde ismini doğru telaffuz edemedim

Tanrılar kan istiyor, iyi o zaman

senin sonsuz kalbini vereceğim onlara

belki eşkâlleri yansır da gözlerine

görürler neye dönüştüklerini

neden kendimi feda etmiyorum diye sorarsan eğer

verecek hiçbir şeyim kalmamıştır belki

daha başından söküp aldılar ve gizemli iksirlerle doldurdular kalbimi

şimdi yerinde olsa da durmak için can atıyor her gün 


yollarda izler var bir zamanlar geçtiğimizi gösteren 

kaçamazsın, her köşe seni haykırıyor

her köşe, eşikte mekan şimdi 


ordu gibi yürüyorum oralara hareketlilik vermek için

yine de, kendimden öteye geçemiyorum

saplantılar avucumda, kaybediyorum ayaklarımı

ve artık sen diye bir şey yok gelemiyorsam eğer 


çürüyecek olan insan leşleri biriktirmek yaptığımız

çürüyecek olan bedende anlam bulmak için

neden sonra, çürümekte olmadığımıza inandırmak için kendimizi