Tembel şirin, çocuk şirin, ergen şirin...

Ohooo daha kimler uykucu ve öfkeli şirin,

Bir de annem bir de babam şirin.

Anne baba orada olurda şikayetçi şirin hiç durur mu?

Geçmişler şirinler köyünün başına yönetmeye kalkmışlar köyü yokluğunda Şirin Baba'nın.


Köyün çok misafiri olur geleni, geçeni...

Görseler de köydeki akıbeti, duyurmaya çalıştılarsa da Şirin Baba'ya seslerini olmamış,

Su testisi kuru lafla dolmamış...

Gel zaman git zaman o kadar kirlenmiş ki köyün yolları o kadar ot kaplamış ki sebzeyi meyveyi, ne bir neşe kalmış köyde, ne bir tat ne de bir tuz...

Yani o kadar ve öylesine ki Gargamel bile uğramaz olmuş köye...

İşte böyle...

Epeyce sürmüş bu devir...

Ta ki Şirin Baba "En-el Hak" deyip köye geri gelene kadar.

Sonra..

Gülümseyip, köydeki evlerine uğurlamış tevazulu bir sevecenlikle afacanları...


Ve bir orkestra şefi gibi yönetmeye başlamış köyü, tüm şirinlerin yardımıyla...

Öylesine maharetliymiş ki elleri ve çok iyi görüyormuş gözleri...

Kısa bir süre sonra...

Sular durulmuş, berraklaşmış, yollar kurulmuş yola koyulmuş, kuşlar ötüşüp uçuşmuş, huzur bulunmuş ve bu şiirimsi yazı işte tam o anda yazılmış.