İsyan ve bir dolu öfke dallanıyor içimde
yüzüme püskürtülmüş yazgı rıza bekliyor
ben olmak kavgasına omuz vererek
yükselmiş saymadım medeniyeti
bundan hep yanık bir iz var genzimde
aklımın dibinde sorulup duruluyor
taşlaşan kalbi neyden bilsin insan,
hani doldu da ölümsüyorsun hayatı
nasıl bilmezler şaşarım, kelime bitiyor
beni inandırmak istedikleri ne varsa... yorgunum
belki saf ve dinç bir kalpte geçerlidir rica
kendimin üstünden baktıkça dön denir
çözülecek dilden umutsuzum
çünkü buydu âdemoğlunun akıttığı ilk zehir
alenen söylüyorum; konuşmak değil şifa
hiçbir vakit hiçbir şeye
nasıl bir anlam bağışlayayım bilemedim
âlem olmakta ısrar ettim ben' deki ıssızlığa
doğru diktim, yanlış e(ği)ktim hep
böylece altüst olarak taze kaldım dünyaya
sırt dönmek, reddetmekmiş yol
güzergâhsa içinden gelirmiş herkesin
budur bana varmayı düşünerek düştüğüm yol
bu yüzden beni bile inkâra müsait bildim
içim rahat
"ben" artık ister ağlasın ister inlesin