Sağdan soldan topladığım birkaç kelime

Kayıp rıhtımlara çıkan yollarımdan geçip geldim buralara

Sana bir merhaba diyebilmek için böldüm gürültüleri

Akşamın karanlığını alacakaranlığa çevirdim

Seni daha renkli görebilmek için 

Ama sorsan bana ben hala her şeyi gri görüyorum

Gri bir gökyüzü, gri bir kumsal ve bir adet gri deniz

Hala tam seçemedi gözlerim farklı renkleri

Sahi biraz oturmak istemez misin buraya?

Üzgünüm sana sırtımı yaslayamam

Ben hiç sırtımı yaslamadım kendimden başka bir şeye

Hatta oturduğum koltuğa bile tam olarak yaslanmam

Yüklerim, yaralarım vardır sırtımda 

Ağırdır. Kanar durur bazen kendiliğinden 

Öyle ki kamburlaştırdı beni bunlar 

Bir adet gururdan kalma hatıranın izidir o hatta

İlle de yaslanmam gerekiyorsa bir şeye 

Önce omuzlarımı dikleştirir sonra kamburumu çıkarırım

İnsan bilmediği bir içgüdüyle hareket edemez derler

O yüzden ben bilmem sırtımı yaslamayı

Mazur gör beni; yüklerimi vermek istemiyorum sana 

Ama yüzüm dönük dururum sana 

Gözlerimin yeri gökyüzüdür aslında hep oraya çevrilidir

Ama benden isteme sana sırtımı yaslamamı

İnsan insanın tatili olmalıdır derler hayatlarında 

Ağırlıklarını yara izlerini vermemelidir karşısındakine

Öyle ki ben sırt üstü yatmayı da hiç sevmem mesela 

Bir gece ansızın uykumda kanar onlar. 

Dikişlerim patlar usul usul kanarken boğar o kan beni 

Yapma ama böyle şimdi

Yüzüm sana dönük olsa olmaz mı?

Hem sana bir parça gökyüzü getirdim gözlerimle

Bulutlara bakmak istemez misin?

Yıldızlı bir geceye ya da yeni doğan güneşe

Bakmak istemez misin hayatın işleyişine?

İstersen ayna olurum sana kendimden döndüğüm 

Görürsün belki benliğimi, özümü, ruhumu

Işık olur hem yoluna fena mı?

Ama sırtımı dönemem sana yaslanamam.

Omurgam nasıl şekillendi onu da bilmiyorum artık çünkü

Bilirsin insanın yaşadıkları belirler şeklini

Kiminin eğri büğrüdür omurları, sıraları bozuktur

Yoktur ki o insanın içinde maskeden başka bir şey

Kiminin omurları dağınıktır, ayrı yerlerdedir

Karmaşıktır o insanlar karışıklıktan beslenirler

Bir bakarsın gölge olmuşlardır kendi hayatlarına 

Bir bakarsın bütün olmuşlardır, yoluna koymuşlardır her şeyi

Kiminin de belki benim gibidir bilinmez, anlaşılmaz 

İlk bakışta görünmez omurları

Parçalanmıştır orası delik deşiktir.

Toplasan toplanmaz, düzeltmeye çalışsan acıtırsın belki

O yüzden bilmem omurgamın neye benzediğini

Bilmekte istemem, sen de bilme olur mu?

Aydınlatırım belki bulanık zihnini 

Ben buldum mesela uğultuları nasıl susturacağımı

Senin zihninde de bir dinlenme yeri açarız 

Yorulduğunda oraya gider en güzel müziklerini koyarsın oraya 

Baktığın yansımalara, camlara aynalara bakarken soluklanırsın biraz

Fena mı olur göz kırparsın belki bana oralardan bir yerden 

Rüzgar taşır bana onu fısıldar

Der ki ‘’Gülümsüyor sana hayatının bir kenarından.’’

Hayat telaşımın o anında ben de gülümserim sana uzaklardan

Neden mi uzaklar dedim şimdi?

Korkutmasın uzaklar seni 

Sırtımı dönmeyi bilmem ben yüzümü dönerim sana 

Ve yüzüm hep dönük olacaktır sana 

Ruhumdan bir gökyüzü aksın hayat damarlarından içeri 

Vadilerine karışsın usulca

Sen sen olarak kalacaksın sende ben ben olarak kalacağım bende


Büşra Ayülkü