Sıska yola çıkmadan önce içine bir kıvılcım koydu.
Bu kıvılcım onun ismi mi; bilemedi.
I.
Sıska
Bu çağrılmak Onu yordu
Yeni bir isim lazım Ona
Sanki Haliç’e hiç uzun uzun bakmamıştı da
Haliç kulağında uzun bir şarkı olmamıştı
Parfüm kokuları taşardı Haliç’ten
balık kokularını ten kokularına bağlayan
Ve işte nasıl Karaköy ile Eminönü’nü birbirine bağlıyorsa Galata Köprüsü
Öyle eski bir gelenekle bağlıydı
Köprü Haliç’e
Sıska yola
Ve hepsi birden birbirinin içine dökülürdü
Dökülmez gibi dökülürdü
Yaşamaz gibi gün doldururdu Sıska
Bu çağrılmak Onu çok ağlattı
Revani Yokuşu’nu tırmanırken kesik nefesi
Nabzının tekler sesi
Ve elleri Onun
Bir önceki yaktığı ateşte yanan kirpikleri
Ellerini sanki bileklerinde taşımıyor
Yanında sürüklüyor
İnce boynu; kırılmak kadar ince
Kendi gibi ince Sıska’nın
Kendine bir isim arıyor
Hiçbir şeye yetişmiyor
Gittiği hiçbir yer yok da
Neden yürüyor O böyle ha’ bire
Adımlarında bir şey saçar gibi böyle
Uykularından kan ter içinde uyanıp
Nasıl boğulmuyor bu terde
Ya da boğulmak adına uyanıyor da sırılsıklam
Nasıl başlıyor her sabah yeniden
Son dalışında yuttuğu sulardan beridir
boğulmakla ilgileniyor denizden çok
Kendi yok oluşunu böyle tamamlıyor
İkircikli Sıska
Kendine bir yön bulamıyor
Kendi dalgalarında Sıska bata çıka
Kendinden bir kambur doğuruyor.
devam edecek...
Cansu Türedi
2021-02-10T16:28:46+03:00ben de devamını paylaşmak için sabırsızlanıyor olacağım... kendi iç sesinin yankısının başka insanlarda olduğunu görmek çok güzel. çok teşekkür ederim.
Reyhan Polat
2021-02-06T22:14:49+03:00Güzel bir yolculuk oldu, devamının geleceği de sevindirdi. Kaleminize sağlık. :)
Zeynep📸
2021-02-06T21:59:31+03:00Yorumunuza sağlık merakta bıraktınız...
Bektaş Şenel
2021-02-06T21:06:58+03:00İlk okuduğumdaki fikirlerimi aynen beyan ediyorum. Devamını buradan okumak da güzel olacak. Hoş geldin Sıska. Aklına sağlık Cansu.