sondan eklemeli bir dille yazıldı bu şiir

ve baştan savma bir kalemle değil

üşüten bir havada hiçbir pencereyi kapatmadım

bir kuş olup gelirsin demedim

hayalini beslemedim

ve hiçbir vakitte bu vakitsizliğin acılı tadını adınla değişmedim

günün birinde bu plastik ve ekşimtırak hüznü nasılsa yenerdim

elbette dedim amelia elbette yenilir

sözüme hiç inanmadım

bu insanlık değildi benim doğduğum dünya

tanrılar beni böyle bir yere göndermemişti

bir yanlışlık olmalı diye düşündüm

düşümü kestiler

ya bir yanlışlık varsa dedim

ya yoksa dediler


yoktu

yalnızlığımın benden başka paydaşı olmadığı gibi

bir paylaşım da yoktu esasında

ben yıllarca kendimi sevdayla kuşattım

bir gün gelip benim sevdamı kuşattılar

dışarıda sisli bir hava ve gökyüzünde adını bilmediğim yıldızlar vardı

görüş mesafesi sensizliğe düşmedi 

ve sessiz bir kar yığınıydı karartılan geceler


ey tanrım ve insanlar

ey insanlar ve tanrım

neden bugün bir güzelin belinde ellerimi gezdirmiyorum

günah mıdır sevişmek

ve sevişme geceleri böyle vebalı gibi nasıl kaçar benden

orta çağ mıydı benim sevgim

neden kaçtınız

ve neden bugün bir sevdadan koşar adım başka bir sevdaya kaçıyor gözleriniz

eklektik bir şiirden geri kalan hiçbir şey olmayacak aklınızda

ve aklınız yalnızca aklınızın sınırlarında kalacak

oysa ben bugün birçok şeyi düşünceyle dövmek isterdim

düşüncesizlikten böyle çok dayak yemek değil


ve anlaşılmayı her şeyden çok

neden yüzü gülen bir insanın içi merak edilmez de

somurtan bir insan ısrarla merak edilir

düşün ey insanlık

bir düşün yok mu senin

sıtmalı hislerini bir kenara bırak

düşün