Hatıralarım beni yanıltmıyorsa 19 Eylül 1999 gecesiydi, kapımı tıkırdatan rüzgar sesi sandım ve kahvemi yudumlamaya devam ettim. Bu sefer daha şiddetli tıkırdatan sesin bir misafire yahut yabancıya ait olduğunu anladım. Gecenin bu saatinde kapımı tıklayan ne ola ki diye düşünerek kapıyı açtım, sadece boşluk vardı lakin gölgemsi bir şeyin kolumun altından içeri girdiğini sezdim. Kahvemi ve o sıralar bulduğum ilginç bir kitabı karıştırmaya başladım, olayın rehaveti hemen üstümden kalkmıştı, bir kuştur belki de Edgar'ın Kuzgun'udur diye düşündüm. Kitap bir sayfası ile öteki sayfası arasında bağlantı kurmamış, çapraz olarak bağlantı kurmuştu, yine de düz bir sırayla okunması gerekiyordu çünkü hikaye sayfaları değişerek birbirine bağlanıyordu, başka ne sırları var diye araştırmaya başlamıştım ki bir öksürük sesi duydum...
Kitabı yavaşça kapatıp çakıma davrandım, "O'na ihtiyacın olmayacak." dediğini işittim bir çocuk sesinin, çok fazla içmiştim ve halüsinasyon görmeye başladığımı düşünerek ilacımdan bir tane almak için mutfağa gittim. Ses beni takip etti, "Benimle konuşmaya niyetli değilsin anlaşılan, ben O kitabın ruhuyum." iyice delirdiğimi düşünerek "öyleyse söyle bakalım, Soyut Mekanizma bölümünde silah patlayınca vurulan seyirci kimdi?" "Bu kitapta yazmıyor." "O yüzden bunu söylemeni istedim." "Akıllı olduğunuzu söylemişlerdi, ölen kişi dönemin ünlü bir müzisyeniydi." "Peki, oyuncu silahın dolu olduğunu biliyor muydu?" "Hayır, bu yüzden kusursuz bir cinayetti." "Ya kendi kafasına sıksaydı?" "Cinayeti işleyen kişi, (hâlâ kim olduğu bilinmiyor, yazardan şüphelendiler ama delil yetersizliğinden serbest bırakıldı) bir risk almış olmalı ya da gerçekten oyuncunun işiydi bilmiyorum." İlacımı içtim, ses yavaşça kayboldu ve ben kitabımı okumaya döndüm.
İlginç olan bu değildi, 1 hafta sonra gazetede okuduğum bir haber, "Tiyatroda Cinayet!" kitapta anlatılan cinayet işlenmişti ve bir rap müzisyeni öldürülmüştü.