Atkısıyla intihar düşlerini boğmaya çalışıyor adam

Kış, basıyor ruhuna bu yana ağustostan

Sırtında soluk bir kasım üfürüğüne vuslatta kürek kemikleri 

Kürüyor adam, tüm ölüm yükünü sırtından


Tanrım! Ne diye bu kadar kambur varken ölüm yağdırırsın? 


Adam, sulanmış karları çıplak ruhuyla çiğniyor 

Hava sıfırın altında hatırı sayılır bir soğuklukta

Kalbi alev saçıyor dünyaya adamın

Ve tehdit saçıyor sarkıtlar

Sevgisine batıyor adamın 

Az ileride beyaz bir bankta

Adamla aynı ölülükte bir kadın

Ruhu namahrem ve yanmakta kalbi eşiğinde bir orgazmın

Fakat

Beyaza boyanmış dünyada görünmüyor kara ve kül rengi 

Adam sadece yürüyor, hipotermideyken ruhu

Kadın sadece donuktu

İkisinin de aleviyle erimiyor buz, buzlar, karlar

Sarkıtlar düşüyor, devam ederken yağmaya kar


İki ölü bir yaralı olacak birazdan, zincirleme bir kazada

Ciddi bir azalma yaşanıyordu sokak hayvanları popülasyonunda 

Yalnızca profesörler biliyordu kuşların nerede olduğunu

Ve montsuz çocuklara yetişemiyordu devlet baba


Kadın sadece durdu

Adam sadece yürüdü kadının önünden

İkisi de, hatta sarkıtlar, kazazedeler, sokak hayvanları, kuşlar ve montsuz çocuklar

Çalamadı birkaç dakika ölümden


03.11.2021, Darıca.