sonbaharın tüm renklerine bulanmış ağaçlar
birbirine karışan nehirler
durgun ve telaşsız
kışın geleceğinden haberi olmayan yeşillik
tüm benliğimizde yer edinsin
böylece betonların kasvetinden
şehrin üvey kaprisinden
ikimiz de kurtulabiliriz.
doğayla beraber bir bütün olan
senin iniltilerin ve şarkıların
hayali olmayan yabani otlardan
ve toprağın türküsünden
yeni hikayeler
yeni diller öğreniriz
ve ruhumuzu teslim ederiz
bir soğuk tepenin yamacına
içimdeki mevsimsiz saat
çeyrek kala durmuşsa
cebimde kalan son umuda dokunabilirim
-belki-
umuduma dokunsam şayet
bir neşter gibi kesebilir
cennetten kovulan ellerimdeki
çoktandır kanamakta olan parmak uçlarımı
şimdi daha acımasız bakamazdı bana
eğreti otlar, söğüde yuva yapan kuşlar
senin gidişinle düşman oldu tabiat ana
üstünde durduğum toprak bile beni istemiyor
sonsuz bir mavilikle seni sarmak isterken
gökyüzüm kan katranı ve irin yüklü
sessiz ve kupkuru artık benim olmayan aydınlığım
tüm bunlar beni öldüren şeyler
kelimelerle resmettiğim manzaramı
çöle çevirecek senin soykırımlı saçların
ve şimdi tek bildiğim şey
tüm saatler yalan
Rana Sezgin
2021-11-17T12:53:14+03:00Tabloyla bir uyum içinde gerçekten şiiriniz. Kaleminize sağlık. :)
Emir Benlioğlu
2021-11-16T22:41:45+03:00yorumlarınız için teşekkür ederim dostlarım
Tutku Silahtar
2021-11-16T21:22:12+03:00Güzeldi. Tebrikler.
Madam Bovary
2021-11-16T19:53:50+03:00Giriş kısmını daha çok sevdim. Kaleminize sağlık