Soluksuz, karanlık yollarda yürüyoruz

Çokça soluksuz ve çokça karanlık

Kaldırımlarda şalvarlarıyla oturan kadınlar

Birkaç acı daha bırakıyordu sokaklara

Ah bu sokaklar

Bu sokaklar

Duvarlarında imkansız aşkların izleri

Amansız terk edilişler

Yetim, öksüz çocukların gözyaşları

İşsiz babaların eve ekmek götürme çabaları

Geceleri sokak lambalarından sızan sessizlik

Ve bu keskin sessizliğin gözyaşları

Savaş şehitlerinin seslerinin yankıları

Şehit çocuklarının ağır hüznünü barındırır bu sokaklar

Ah bu sokaklar

Umut ve merhametin, güneş gibi doğmasını bekleyen sokaklar

Pencerelerde insanlar çocuğunun gözü yaşlı

Kalanın gururu elvermiyor ağlamaya

Hep aynı yere dikilmiş gözler

Hep aynı umut yüreklerde

Merhamet…

Ve bu merhamet kurtaracak bizleri

Bir sabah vakti,

Bir adam girecek şehre koşarak

Huzur dağıtan bir çınar

Ellerinde merhamet

Gözlerinde umut

Dilinde inanç

Ve yüreğinde sevda

Yemyeşil çiçekler açacak bahçelerde

Merhamet ışıkları silecek duvarlardaki acıları

Ağaçlar iki yanında yolların

Meşe, kavak, çam, ladin…

Kaldırımlarda aynı şalvarlı kadınlar

Önlerinde sıcak çay

Sokağa bıraktıkları samimiyet

Meydanda top oynayan çocuklar

Gurbetten dönen gençlerin biten hasretleri

Evine ekmek götüren adamların sevinci

Başını sokacak ev bulan ailenin mutluluğu

Pencerelerde hüzün yerine reyhanlar, menekşeler

Ardında çekirdek çitleyip

Sohbet eden genç kızlar

Bir adam girecek bu şehre koşarak

Güneş gibi doğacak merhamet

Bahar gelecek bu sokaklara

Kış ortasında

Toprağı bile merhamet kokan bu memleketin

Merhamet doğacak tüm sokaklarına

Bir tas çorbasını komşusuyla paylaşan kadınların

Son parasıyla yoksul sevindiren adamların

Parası olmadığı için kitap alamayan arkadaşıyla

Kitabını paylaşan çocukların

Yüreğindeki merhamet doğacak sokaklara

Ah bu sokaklar

Sevda kokulu sokaklar

Umut gözlü sokaklar

Merhamet yetişir bu memleketin sokaklarında.