Bir yandan ağrıyan vücudumu hareket ettirmeye çalışarak yürürken dolabımın aynasıyla göz göze geldim. Eğer günümü, daha doğrusu son birkaç saatimi nasıl geçirdiğimi bilmiyor olsaydım kesinlikle günlerdir uyumadığımı veya çok sağlıksız biri olduğumu düşünürdüm. Hoş, pek de sağlıklı sayılmam ya, diye geçirdim içimden. Sanırım bir kez daha kahve yaparak masaya dönmek yerine biraz dinlenmek daha iyi bir seçenekti. Yatağa uzanıp telefonuma gömülmek ve halsizleşmek istemedim. En iyisi dışarı çıkıp hava almaktı. Odamın ışığı açık olduğu için kapalı olan perdelerin yanına gidip dışarı uzandım. Biraz serin, harika bir hava vardı. Ufaktan yerine gelmeye başlayan keyfimle birlikte önce yüzümü yıkadım, sonra da üzerime bir hırka aldım.


Evime yürüme mesafesinde bir park olduğu için kendimi hep çok şanslı hissederim. Şu anda da yaptığım gibi kafam estiğinde hemen çıkıp gidebilmek, insan içine karışmak iyi gelir bana. Parklara giderken bir plan yapmanız gerekmez. Yanınızda birinin olmasına, bir saat belirlemeye veya paraya ihtiyaç duymazsınız. İstediğiniz zaman gidip oturabileceğiniz, istediğiniz kadar susabileceğiniz yerlerdir işte parklar. Güzeldir. “Pardon, müsaade almadım ama?”


Anlaşılan bazen susmak inisiyatifinize kalmaz. Ben kendi kendime parklara dair düşünüp onları överken geldiğini fark etmediğim yabancıya kısaca cevap verdim: “Sorun değil.” Benim yaşlarımda bir çocuk. Biraz nefes nefese kalmış, gözüyle takip ettiği yöne bakınca bir çocuğu getirdiğini anladım. Abisi olabilir veya dayısı. Neden aklıma ikinci seçenek olarak dayı geldi bilmiyorum. Bazı insanların zihnindeki dayı profili daha orta yaşlı kişilerdir genelde ama benim tanıdıklarım arasında genç dayılar çok olduğundan böyle düşündüm sanırım. Evet, yine başladım herkes ve her şey hakkında son derece lüzumsuz onlarca şey düşünmeye. Bir hava alayım diye geldiğim yerde tanımadığım birinin akrabalık ilişkileri hakkında fikir yürütüyorum…


“Kardeşin mi?” diye sordum aniden. Aniden diyorum çünkü ben de beklemiyordum. Yanıma ilk oturduğunda verdiğim cevap kaba mı oldu diye aklımdan geçirmiştim, belki ondandır ya da çocuğun nesi olduğunu cidden merak ettiğimden. Dayısı çıkarsa sevineceğim. Beklemediğinden olsa gerek bir anlığına hafif şaşırarak bana döndü ve sonra cevap verdi: “Hayır, yeğenim.” Gözü yine küçük çocuktaydı. Aldığım cevaba istemsizce gülümsedim.