En çok çocukken yaralanır insan,
Çocukken atlarız risklerin içerisine,
Hiçbir güç korkutmaz o zamanlar bizi,
Hiçbir zorluk döndürmez yolumuzdan geri.
Sonra büyür insan,
Akıllanmıştır artık,
Riskleri hesaplamadan koyulmaz yola.
Kaybedeceklerini koyar bir kenara,
Kazanacaklarını koyar öbür yanına,
Hesap kitapla uğraşır durur yıllarca.
Sonra hadi der,
Çıkalım yola....
Çocukları cevaplar onu,
Zaman kalmadı baba.
Çocuklar zaman kaybetmezler,
Hemen yaparlar yapılacak olanı,
Onca sahip olunan zamanlarına inat,
Onca geleceğin bilinmezliğine inat,
Alınacak yaralara rağmen,
Düşmeler kalkmalar,
Kahkahalar,
Aşağılanmalar,
Hepsi daha da karartır gözlerini,
İşte bu yüzden,
En güzel zamanlarımız,
Hep çocukluğumuzda kalmıştır.
Şimdilerde hepimiz,
Garantilemek için bir şeyleri,
Zaman kaybediyoruz sürekli.
Asla kazanılamayacak olanı,
Kazanılmalı diye hesaplıyoruz durmadan.
Lakin dönmüyor öyle dünya.
Ölüm bile varsa yolda,
Çıkmayacak asla yetişkin o yola.
Ölmekten beteri olsa,
Çocuk için sadece bir macera.
Bilmek...
İşte bu bizi öldüren aslında.
Bilmezlikten gelmeyi öğrenmeden
Çoçuklar kadar mutlu olamayacağız asla.
Bırakın o zaman çocukları.
Bırakın...
Öğrenmesinler daha fazlasını.
Nasıl yakalayamıyorsanız kendi çocukluğunuzu,
Aynı kinle,
Kirletiyorsunuz güzel dünyaları.
Biz olamıyorsak çocuklar gibi mutlu,
Her bir kindar yetiştiriyor,
Ruhsuz ve durgun,
Yaşları küçük,
Yetişkinler gibi düşünüp konuşabilen,
Rasyonel küçük insanları.