Hayatta bazı şeyler için "Yavaştan al.” derler ya, ben onu yapmayı sevmiyorum. Zaman istediğim gibi hızlı akmazsa zamanın farkındalığını yitirmeye çalışıyorum hatta. Çünkü bir şeyin bilincinde olmamak istediğimiz şeyin olmamasından daha iyidir. Hızlı bir şekilde hayatımın sonuna gelmek ve geri dönüp yaşadığım her şeye yavaşça bakmak istiyorum. Sonuna gelmekten kastım ölüm değil, onunla ilgili bir şey söyleyemem. Hayatımızdaki en büyük piyangodur çünkü o.

O yüzden bu dediğimi hayatınızda varabileceğiniz en yüksek hedef olarak ele alın. O hedefe ulaştınız; daha fazla çabalamayacaksınız, kendinizden vereceğiniz her şeyi vermişsinizdir, yorulmuşsunuzdur da ve o an sadece "Evet, bu kadar!” dersiniz.

"Daha fazla çabalamama gerek yok."

"Daha fazla kendimden ödün vermeme gerek yok."

"En önemlisi de daha fazla karmaşıklığın içinde değilim."

Her şey yavaşça gözlerimin önünden akıyor ve geçmiş olduğu için endişelenmeme veyahut da kötü hissetmeme gerek yok. Olan oldu, şu an tek yapmam gereken hayatımın sonuna geldiğim için tüm hayatımı gözden geçirmek. Güzel anları izlerken gülümseyebilmek, kötü anlarda da derinden bir iç çekip kalbimde o zamanlarda hissettiğim acıyı hissedebilmek ve "Ne olduysa oldu, iyi ki yaşamışım." diyebilmek.

Hayatımın sonuna gitmeyi işte bu yüzden istiyorum. Bu son hızda akıp giden hayatımı yavaş yavaş izlemek ve hayatımı ikinci kez yaşamak. Hayata bir kere geliriz ama hayatımızı kaç kere yaşayacağımız bizim elimizdedir. Hayatınızı istediğiniz kadar yaşamanız dileğiyle.