Kökünü kazıdım, umutla rengarenk olmuş ağaçların.
Bir başkaldırı öyküsüdür
Zincirlerin hükmünde geçmiş çocukluk,
Filizlenmeyi unutmuş bir umut,
Kerpiçle örülmüş,
Özümle verdiğim savaşın surları.
Zehirlendiğim aşk,
Kimsesizliğin hezimetiydi.
Şifa sandığım ecza devirir durur
Şu çömez bünyemi.
Kaldırır koyarım başımı
İstikbalini taştan münasip gördüğüm,
Sudan ırak kalmış kızıl toprağa.
Kaygılarımla üçüncü sayfanın ferdiyim.
Ruhum dağ kadar ıssız
Siyah beyaz kaderin arasında kaybolmuş şevkim.
Düşüncesiz vaktimi kollar durur,
Özlemiyle yitip gittiğim son yaz.