nerede ne kadar sır varsa trenlerle uğurlamak zorundaydık
yurt bile kalmadığında elde sığınılacak
ellerimiz havada teslim olmak gerektiğinde
ressamlarca bir ülkenin yıkılışı çizildi
şimdi gece nasıl telaşsız karşılanabilir ki
formüllerin arasından yalnızlık bir cisim gibi geçti
en soğuk memlekette yabancılık çekilmedi
gerisini sen düşün sınır kalmış mıdır
ucu bucağı görünür mü harflerden yaratılanların
hani ayrılıklar olmayacaktı
ayrılıklar olurken güneş en tepedeydi
bir ölünün günlüğü çalındığında
sözünde durmayanlar intihara kalkıştı
her şey ortaya çıkacaktı
her şeyin açıklığı için bir ölünün günlüğü mü gerekti
gözümden yaş gelemiyor artık diye bir not var görüyor musun
ait olduğunu sandığın yerlerin duvarlarında.