Acele etmedim, içimi öldürürken hiç acele etmedim. Ruhum elimde kanadı önce, hiç acele etmedim. Tuttum elimde, insanlara baktım o gizli ovuktan. Hepsi gülüyordu. İçim elimde kanarken benim de yüzüm gülüyordu. Beynimdeki o acı dünyaya sızmasın diye acele etmedim, bekledim kanama dursun diye, kanadı ve sonra yine baktım insanların yüzüne. Yine gülüyordu insanlar. Ne diye gülüyorlardı? Çok mu komikti? İçimin kanaması çok mu uzaktı insanlara? Ben bu kadar yakındayken bu kadar mı uzaktım? Sessizce kaybettim beynimin hakimiyetini, kime kaybettiğimi bilmeden. Sakince durdum, acele etmedim, kaybetmek için de bekledim. Uzakta durdum bilerek, gittikçe uzaklaştığımı bilmeden. Önce ruhumu sonra beynimi kaybettim. Şimdi boş bir ovuktan kendime bakıyorum, kendim sandığım o ovuğa. Boşluğa düşersem boşluk mu olurum anne? Aklım olmazsa ben kayıp mı olurum? Bir antidepresanlık ömrü vardı günümün, ilaçsızlık özlemi ile kaybettim aklımı ama yine de almadım ağzıma o sahteden mutlulukları. Yaşıyor muyum ben, öyleyse nefes almam gerekir diye düşündüm bu satırları yazarken. Beni neyin öldürdüğünü bilmiyorken beni neyin yaşatacağını nereden bileceğim? Yavaştan deliriyorsun diyorlar, yavaş olduğunu nereden biliyorlar? Bu insanlar ne kadar çok konuşuyorlar.