Eteklerim zil çalarken

Kalbim isyan düdüğünün ateşini fitilliyor

Bazen rakı masasında eriyen buz oluyorum

Bazen ağzına alkol sürmemiş o masum kıza evriliyorum


Sensizlik bana şah damarım kadar yakın

Sonsuzluk kadar uzak artık

Sevmek bir ihtimal gibi belirsiz

Gidişin kadar kesin anlık


Devrilirken şişeler birbiri ardınca geceye

İçiyorum şerefine ya da ederin neyse ona işte

Gidiyorum karanlıktır şu

Geliyorum aydınlanır mı bu?