Su bulanır

Boynumun dengi kalır ellerinin izine

Siyah saçına misk ü amber dolanır


Uyanır sesine sabahın şerri

Bir kavanozda biriken tav mucizesi kalır

Yıllanır da lanetler çeker içine

Sevgidendi der sevgiden eridi yüzü onların

Koca bir köyü kıran vebanın öfkesi de bu

Öfkenin soluklanan yokuşunda kesilen sesi de

Perdesi de bu insanın gün yüzüne,

Düşürdüğü gölgesi de

Söyler dilini keserek

Kan, aktıkça anlatır ne idi ve neye yarar

Aşk, işte tam böyle bir gerçekte uyumak olur.

Uyanır, uyanır da uyur.


Dar kurulur saçlarının hizasına

Can u ser, zevk u şevk; Necatîden beri döne döne

Sehpası yeni nesil, urganı, tırnağı, kastı başka

Sesi ilişir peşin fontlarıyla büyük

Koyulur yoluna varmamak pahası ve iklim ihtimalleri

Bir testi kırılır Allah büyüktür.

Su dökülür toprak damarlanır

Biri Tebrizinde söyler "koca ya huda-yı men"

"Koca gol u sosen ez bustan-ı men"*


Su bulanır

Yüzüne sürülürüm korkumdan

Seviştim ellerim titrerken ay ışığında

Sen bir dünya doğuruyordun gözümde

Gördüm oranın da eflakında belasını

Karanlığın en fenasını gördüm yine

Korktum sevgilim demeye adına

Kabardı ellerimin dünyası

Ateşimden dokunmadım eline


Alır gider boşluğunu üstünden

Hiçbir şey demez ne adı ne varlığı

Koyarım ardıma elimden geleni

Sökerim pencereden gözlerimi

Sana bir kere başkasından gelirim

Bulanırsam da yıka ziftimi

Kanımdan tanı beni sevgilim

Tadımı bildiğin her yerimden

Derim biz seninle ateşlerde seviştik

Cehennem pozladılar kasıklarından senin

Canımı erittikçe iştahlanan günahkarlar

Belki beni

-ta en başından-

Belki başka biri sandılar.


Kalır şehirlerim uzağında

Aidiyetler, gerçeklikler bakarım yükseklerine çıkıp

Dişlerine çarparım gırtlağımı

Hakkındır, al çarşaflara döner başımdan beri

Gözlerimin hakkı kalır döküldükçe akarına

Düşerim dizinde bir yaradan

Kaybolurum aradan

Kırmızı bir inat olur da karışır derininden ağzına

Koparıp yitiririm dudaklarımı.

Bilirim.

Su bulanır.


*"hangisi Allahım,

Bağımdaki gül ve gelincik hangisi"



Çizim: Sezin Hasgüler