Geceyi karartıp da sürdün kaşına-

Hoyratı bilmez misin ey yaslı gelin!

Tütünden, hasattan, kanlı duvaktan,

Bir allı yanak durur yüzünde, öpülesi yerin.


Eller der imiş, gözler önüne,

Zemberekten kurtarıp da

Savurup saçlarını zamana inat

Kadehten, şakaktan, boncuk boncuk,

Gündüzü ter gibi aydınlatıp da-

Işımayı gülüşüne kat.



Kumsalı küstürdün, ormanı susturdun

Zarafeti aldın, boynunda taşırsın.

Kayınları kandırıp da bakırdan aldın özünü

Sazın dili, telgrafın haberi, saçının telidir.

Titret dudağın, günahlar arasında yerin bellidir!


Dökme saçların, yakın et uzağı

Özlemi sevdaya mı sattın gamlı gelin!

Elemden, kederden, güzellikten,

Göğüsümü bin pareye vurdun, başını koyası yerin.