bugün seni dinliyorum
ellerim gelişken bir kenti
şarampol ediyor böylece
dişlerinden renk çalıyor
aydınlık bir mevsim
diğer yanda zorbalığa
uğruyor çiçeklerin.
hangi içki sağlam
kere delebilir mideni
kemiğini kim kırabilir
et altına ittiğin
yaşam ya, bu! onca
kıyım, yozlaşma
ve her neyse ama
gülüşlerin her an sıkabilir
canımı -canım, sabret!
karanlığın duvarı olmaz
ve yerde durur tablolar
boyuna ettiğim kavgalar
tüm gövdemi itebilir
mesela bugün seni dinlemeye
bir son verebilir ya da
yaptığın her hatayla
tadını dizime yatırabilirim.