Tabağına tutunmaya çalışan çatallar gibiyim

Öylesine yorgun öylesine kimsesiz 

Sofralar geçip gidiyor önümden 

Buruşturulmuş peçetelerin.

Hayat telaşesiyle kalkıyorum masadan

Ve yalnız insanlarla konuşuyorum 

Tek öğüne sığdırılmış ruhlarını yemeğine katık eden.

Açlık, öylesine bir açlık ki bu

Bebek ağlamalarıyla dolu her yanı 

Analar uykuda

Bıçaklar utangaç 

Cümlelerin keskinliğiyse 

Papazın elindeki kırbaç.

Silkelenip atılmış umut kırıntıları

Ait olmadığım masaların

Her bir darbesini hissediyor çeyizlik hayallerim 

Usulca gelmesini bekliyor 

Kendi sofrasında boy göstermeyi 

Oysa eskimiş gencecik bedenleri

Süslü karanlık kutularda

Üzülüyorum.