Her şey için teşekkür ederim.

Bana çok iyi davrandınız beyler.

Sizler çok güzel gölgelerdiniz benim için.

Başımı yasladım, güvenir gibi oldum.

Ama kendimizi kandırmayalım;

saat sabahın dördü gibi,

hayat galiba güzel bir şey der gibi,

düşen ilk çiğ tanesi gibiydiniz siz.

Fakat ben hiçbir divanda vezir değilim.

Belki inanmayacaksınız ama

dünyaya Cüzzamı yayan benim.

Kimseye bahsetmiyorum beyler,

bunu bir tek siz halledebilirsiniz.

Keşke beni Hindistan’a postalasanız.

Varoşun kraliçesi olsam yaram açıldıkça.

Bir tahta tabure için

bütün gece dua etsem.

Sizi sevdiğim kadar kendimi de sevsem.

Söylediğiniz her şeye

kanmasam bu kadar kolay.

Kendi başıma küsüp

kendi başıma barışmasam sizinle.

Bunların hiçbiri olmayacak beyler,

söyledim size;

ben hiçbir ağacın meyvesi değilim.

Hiçbir canlı barınmaz benim iklimimde.

Sizlerden çok özür dilerim beyler,

sizi çok yordum.

Ama sizin de yeşil gözleriniz,

başımı okşayan elleriniz vardı.

Olur olmaz gülmeleriniz ve

gidip hiç gelmemeleriniz vardı.

Çok yazık,

bu saatten sonra kopamam sizden.

Kusura bakmayın beyler ama

suç biraz da sizin...