Bir gece yine duyduklarıma

İnanamamış ve sokağa atmıştım kendimi

Dümeni kitlenmiş,

Attığı çapanın bir işe yaramadığını gören

Bir geminin dehşeti gibi

Savruldum anlamak için

Ya da battım ben de onunla

Okyanusun, her ölüyü kabul eden

Anaç kucağına

O büyük mezarlığa


Balıklar gammazlamadı

Yaşadığımı

O da anlamadı, farkların

Gölgelere karıştığını

Hâlâ tırnaklarıyla kazıyorlar

Kanatıyorlar, inatçı erdemleriyle soluk bedenimi

Bileklerimden

Zehrimi akıtıyorum

Obur ağzına

Kanımda boğuluyor

Bir daha kimseye mavi olamayacak

Belli ki


Homurdanıyor sesini yükselterek

Beni onlardan ayıramayıp

Kapladın dehşetinle

Ama görüyorum ki pişmansın

Ağıdını duyan olmayacak senin de

Rengini kaybeden kızıllık

Özlemle hatırla maviliğini


Bu alçak gecede

İkimizde hainliğimizle

Suladık birbirimizi

Duyduklarımıza inanamayıp

Gerçeğin taşkın nöbetlerine dönüştük.

Özlemle

Kanlı dudaklarımızın duyumsanmamış matemini

Söyle

Var mıdır?

Yarattığının

Bir başkası olmasına

Tahammülün

Duy öyleyse olmayanı.

Kızıllığın

Varlığıma tepeden bakan

Yaratıklarıyla sarmalasın beni

Keskin dişlerini

Saplayıp etime

Ulaştırsınlar gerçeği

Tanrı'nın kulakları sağırdır

Bundan böyle!