O şehrin ışıklarından biri bendim. Benim evimdi. Benim odamdı. Yıldızları görme umuduyla bazen söndürdüğüm o ışık benimdi. Göremediğim yıldızlardan sonra senin fotoğrafına bakmayı isterdim. Baktıkça değişirdi bir karenin içine hapsolmuş yuvarlak suratın. Bazen sevgiyle bazen kavgayla bakardı. Anladım sonunda. Anladığım için geldi son. O senin fotoğrafın değildi aslında benim aynamdı. Nasılsam öyle bakardın bana. Anladığım için yeni bir başlangıca geçtim. Yeni bir bilmeyişe.

Ben seni özlemekten vazgeçtim. Ben herkesi özlemekten vazgeçtim. Özlem duygusunu unutturdum kalbime. Hatırlamadım vedaları. Kavuşmak diye bir şey yoktu. Belki yeniden tanışabilirdik. Ama ben istemiyordum. Başka bir sen istemiyordum. Farklı olmanı istemiyordum ilk bakışta sende gördüğüm senden.

Senin yeni fotoğrafların oldu. Her fotoğrafın birbirinden farklı çıktı. Bende kalan fotoğraf aynıydı. Bendeki sen aynıydı. Bendeki sen artık sende eskimişti. Bir anı olmuştu. Sendeki unutulan geçmiş bir andı, bendeki sürekli hatırlanmaya çalışılan bir andı.

Bu bir veda değil. Bir kabulleniş.

Bu bir bahane değil. Bir gerekçe. Bir neden. Benim de acım dinmeli. Kendime olan saygım acımı bir bahaneyle veya bir teselliyle dindirmeme engel oluyor. Ben bundan daha güçlüyüm. Acımı gerçekler de dindirebilir, belli nedenler de. Bunu kabul edebilirim derin bir nefesle.

Bu son acım.

Bu bir büyüme.

Ben her şeyi öğrendim.

Öz. Buna inanmıştık. Özümüz aynıydı hep. Özümüz derindeydi. Ben derindeydim. Sen hep aynıydın. Şimdi nefes almak için yüzeye çıkmadım ben. Daha derine indim. Orada bir öz yok. Orada gölgeler var. Gördüm. Gölgelerinin hareketini izledim tek tek. Hepsi senin gövdenden çıkıyordu.

Daha derinde daha da derinde. Her şey daha gerçek ve her şey bu yüzden daha yüzeysel.

Gölgelerin gerçekti. Parıldayan bir ışık, bir öz değildi.

Bu son acım.

Tam tepende bir ışıkla durup gölgeleri yok etmek değil bu. Bu ancak tüm ışıkları kapatmak. Tüm…

O şehrin ışıklarından biri bendim. Komşulara uyumadığımı belli etme inadıyla dururdum öyle. Işıkları kapatmak istesem bile. Bakın buradayım. Ayaktayım. Biraz mayışık ve kendimden geçmiş bir haldeyim ama uyanığım.

Yıldızları göremiyorum fakat rüyalarına tanık olmak istiyorum gece vakti. Uyandığında hatırlamadığın her rüyayı sana hatırlatmak istiyorum.

Bendim o. Biri bendim. İnatla seven. Işığı açık tutan. Gölgelerinin kımıltısını izleyen.

Sendin o. Beni garipseyen. Buna sevgi değil, sevgisizlik diyen. Benim tüm sevme biçimlerimin nedenini sevgisizliğime bağlayan sendin.

Artık bitti.

Bu son acım. Bir bahaneyle değil binbir gerçekle bitirdiğim acım. Bir masal değil.

Seninle ben aynı tanrının nefesinden değiliz. Senin sevme biçimlerinin nedeninde sevilmek var. Kabul, benimkisinde sevgisizlik... Var, kabul. Kabuk. Bu da bir kabuk yarama. Kabul.