Çekiç sesleriyle alev alıyor serüven
ürkek ampuller şahitliğinde voltalar
ve kanlı kusmukla boyanmış eşikler
atlıyor bir tay şüphesiz mesela
ve anlatılacak çok şey var
anlatılacak şeylerin hepsi kokuyor ağzımın içi iğrenç.
Göz göze geliyoruz çünkü büyümesi gereken bazı meseleler var
ah dediğin naif şair zılgıtı
sen hayallerini ilan etmişsin aklına
ben işkenceler mesela ve anlatılacak çok şey var
seninle anlatılacak bir şey olabilseydik neye benzerdik acaba.
Kirleniyor bardağın parmakları
bebekliğine dönüyor azılı bir ayyaş
baharat sıçrıyor soluğundan masadaki patates kızartmasının
cüzdanımda yolculuklar ve kimse bilmiyor diye hiç burada olmadığımı aslında
inkâr sürekli dikine kesiyor sabrımın bileklerini
anlatılacak çok şey var
ve anlatılacak şeyler zehirliyor ne yazık ki sokak köpeklerinin hepsini.
İniyorum çatışmanın ortasında bulutlara
kâinat, yarıda kesilmiş bir telefon ihbarı
kâinat, içinde yüzeni lanetleyen okyanus
kâinat, kahramanlara uçmayı öğrettiğini zanneden adi bir dar ağacı,
kâinat, zamana ilelebet emredecek tek tanrısal sancı
hücum ediyor kapıma anahtarlar
hepsi küflü
hepsi başka
hepsi sadece sizin,
ben kapılardan
döne döne dönüşmüş olanım
hep bir yerlerde
kalakalmaya
affet
ama anlatılacak çok şey var
anlatılacak olanlarla içimde
mücadele ediyor
hala meydanlar
Aykut Akgül