Unuttum herkeste her şeyimi

Derinsiz kuyu mu?

Duvarsız zından bu mu?


Unuttum, tutmadım elini yürümek yalnız

Değmedim sesine, dudaklarına duraklarda

Bakmadı gözüme mühürler gibi bu dünya

Akmadı kanım unuttum.


Ben ölü bir ruha üflüyorum içimde

Saymıyorum yaşamaktan gündönümünü

Oysa ışıyan gün kadar parlak,

Kırçıllanan bir resim kadar hasta değildi yüzüm

Kırıp kanımı çeksem aynasından zamanın

Belki bir yiğitlik, güç yaftası alacaktım.


Kaldım yine de bir yerinde bu yolun

Öyle karanlıklara kibrit tüketen yorgunluk

Beni keskin bir sıcakta kucakladı da ben

Bir sadakate yemin edilmiş saydım

Ve baktıkça dönemeye ar eden devvarı

Bir gölge gibi önümden aldım.


Unuttum, böyle mi başlanır yeniden?

Perçinli yıllardan ağır bu bilinci,

Çıkarıp kuytusundan ateşe attım.

Kalmadı üstümde muhannet sürgüsü

Çıkarıp gömleğini yoklara sattım.


Unuttum kimsede bir şeyimi

Lazım gelmezdi, ömür uzattım.



Fotoğraf: Utku Sabahattin Koçlar