Ben de her gece acılarımın etrafında yedi kez dönüyorum bütün günahlarımdan arınmış sayılır mıyım?

Yoksa hangi günahın bedelini ödediğimi bilmeden öylece en sert kayalara vura vura bedenimi, yara bere içinde ve dizlerimden akan kanın sıcaklığı daha soğuğa varmadan öylece devam mı edeceğim? Arınsam ve ileriye baksam biri gelip yaralarımın kabuklarını kaldırmayacak mı? Acıması en mümkün olmayan taraflarımdan acıtmayacak mı? Yine ismini koyamadığım acılar doğmayacak mı ellerime? Yedi kere yetmezse yetmiş kere tavaf edeyim, belki dermanım kalmaz ama zaten iki dizimin üzerine çökmüş son darbeyi bekleyen bir korkağım ben. En güzel denizlerin kıyısında gezmiş, tüm o güzellikleri ıskalamış biri. Şimdi vadedilen tüm cennetlerden kovulmuş gibiyim. Tarif edilemeyen öfkelerin sessizce hücrelerimde aktığı ama asla doğru yolu bulamadığı. Bu öfke yedi kere bağırdı, en sonunda ebediyete sustu. Soruyorum, yine mi arınamadı içimdeki çocuk?