Tomurcuklandı gece. Göbek bağıma yıldız düşse ellerim ballanırdı. Dört koz, ceviz gibi çetin, topraksız nallanır her iç çekişte kaç çekişli çekiçlerim. Kalabalık kafam, kalabalık azat etme kuvvetinde çabasız hareket, pürüzsüz hücre. Düzelirim gayretimdeki kamburun hörgücünde, içli uyumdan kafatası kalıbına eklenirim, isli huyumdan paralel yumruya dönüp bakmamak gibiyim. Bu yaşlı cam buğusunun da kifozu yedi köşeli, bu yaşlı saf boyasının da skolyozu yedi köşeli. Cenin kalsın cebinde tutmaktan aşınmakta olan aşılamayan yolların büyüsü. Büyüsün, beni de büyütsün inek sütünün pastörize manası. Paslandım kaç basamak, klavye nasırı kaç kasnak. Plastik sevincine de bir boncuk mermer sıkmasın ahir fuların. Fukarası bir ülke malının zımparası da yalandır, optik gerçeğin dibini mercekle sıyırmaktan kalandır.