Derme çatma bu dünyanın

altındaysak her anımız birer facia.

Kara haberin önünü kim kesmişte

ben mani olayım bu münzevi bedenim

ve kafası öte alemde olan ruhumla.

Sakinim.

İçsel muhasebelerin dışarıya yansıması.

Telaşeli yağmurlar altında ıslanmam.

Niyeti kötü olanın tabirine kulak asmam.

Düşüncelerim hüzün avında bir acı mıknatıs.

Aynı değilim ki benimle,

tersim kendi kendimle.

Gizli duygulardır bizi çelimsiz

kılan saklı harabelerde.

Gölgeler öldürürdü aydınlığı.

Boğdum onları karanlıkta.

Gözlerim karanlık arafı.

Cehennem ve cennet ikileminde kalmadan kalan.

Pas tutan ellerim vardı

kirli ellerimden önce işlenen şiirli günahlarım.

Haykıramazsın bir ölünün evinde.

Dilini bilmediğin diyarda kalamazsın.

Anlamaya çalışman katlindir senin yasını kılan.

Yad etmen seni haydan huya taşımaz.

Karabasan katiller vardı hani geceleri

baş ucumuzda el pençe divan duran.

Onlardı fakirliğim içinde yaşatan

günahlarımın ucu bucağı.

Yeryüzü aşıkları vardı,

gökyüzü düşmanlarına nazaran.

Arada kalmışlık yalnızlığı taşardı

boğardım kendi kendimi,

kayıplara karışırdım.

Hainlik rutindi artık insanların

günlüğünde bir liste.

Çiziyordum kendi kendimi

kara hisli kalemlerle.

Ortadan böldüm kendimi,

geriye bir ben kaldım

birde içimdeki saklı ölü...