Artık sesim titremeden söylüyorum bazı şeyleri

İnsan, insanlığı azaldığını fark ettiği zaman, istemsizce çıkıyor insanlıktan.


Artık bir kahvenin buğusu bile multu etmiyor beni.


Annemi sevemiyorum eskisi gibi,

Babamı tutunacak bir dal gibi göremiyorum

Dostlarım, zaten yoklar.


Benim için deniz bile mavi değil artık,

Rüzgar hep soğuk yerden esiyor

Güneşin tek anlamı sabah olması

Ve eritemiyor yaşama karşı buz tutmuş duygularımı.


İçimden iyilik yapmak gelmiyor,

Sokakta çöpleri tekmeleyerek yürüyorum

Kuş seslerini aramıyorum etrafımda

Köpeklerle oynamıyorum, kedilerin nankör olduğuna inanmak üzereyim.


Bir kadın sevme düşüncesi bile yetiyor beni yıkamaya,

Şarkılar hep hüzünlü notalarla geliyor kulağıma

Ne ile multu olunur inan hatırlamıyorum bile.


Bir ağacın dalından meyve yemek insafsızca geliyor artık,

Nefes almak gereksiz bir eylemmiş gibi yakıyor boğazımı,

Zaten yaşamak ne için güzel.


Ben artık bahar gelirken bile sevinmiyorum,

Üstümde gezinen sürekli bir karabulut ve benim mevsimim hep sonbahar.


Ben insanlıktan çıkmış bir insanım,

Tembel ve mecbur

Kurutup dilinde sevgiyi

Etrafını nefretle besleyen.