Kızın ya da oğlun, ilk göz ağrın, sancın
Basmadın ki bağrına evlat olayım!
Hem yetim hem öksüz koydun sen beni.
Güneşin yaktığı kavruk toprağın,
Şarabın, ekmeğin kutsanmış tadı ,
Günahlarımı bıraktığım vaftiz suyun,
Bir avuç topraktan sürdün sen beni.
Aynı Tanrı'nın günahkâr mahsulleri,
Aynı sürünün kara kura koyunları,
Kuyular içindeki biçare çocuk köle,
Zalim tacirlere sattın sen beni.
Pencerenin önünde, sokak kapında;
Nefesle, sesle sana dokunmak için
Kal desen; beklerdim sigara dumanı gibi,
Bir solukla göğsünden söktün sen beni.