kayboluyorum.

sanırım sandıkları kırıldı aklımın.

şimdi bütün gizler 

bir yaprak canındadır.


gaibe bir taş atmaktı delikanlılığım.

somun ekmek gibi somut 

yapraklarım dökülmüş 

köküme beton dökülmüş.

ve dökülmüş gökyüzüm

bir kadının koltuk altına.


halbuki büyümek bir suç gibi

alnıma bir lekeydi 

bir lekeydi seni sevmek 

dudağımla çizdiğim.

o servisin arkasında 

seni öptüğümde 

tanrı'ya ettiğim protestoyu

tükürdü yalnızlığım

bütün bütün her gün 

kendime ettiğim manipülasyon

boynumda zincir 

soluğumda kemermiş meğer.


kalmamış bir tek hakikat bile 

yegane umudum vardı 

içimde saklı bir çocuk 

dışımda bomba patladı 

ve söndü yıldız renklerim 

söndü gençlik fenerim.   


belki sorun kadınlardı 

halka bir nara diye attığımız.

diyerek kendimizi mi kandırmıştık?

halbuki sıyırdığım ten 

savurduğum düş 

intiharımmış meğer.


şimdi sana yani ona 

yani bize 

bir tek cümlem kalmamıştır 

anlamı yitik bir kelimenin 

işi neyse sözlükte 

biz de öyleymişiz işte

meğer o mahzun geçmişte...