Bedenimde dolaşan ruhun teni, karanlık bir gölgeye teslim. Sokağın soğuk esintili gecesi, ağaçların sesine. Penceremde dünden kalma soğuk kahve, bugın oradan alınmayı bekler gibi kımıltısız.
Kapanmayı bekleyen telefonum işe yaramazcasına, iki gündür aynı şarjla. Kitaplığımda öylece duran hatıralarım.
Ne zaman kalkacaklar? Açılmayı bekleyen dosyam, atılmayı bekleyen mektuplar kaç yıl daha bekleyecek? Beklesinler.
Ben kaç yıl bekledim hatıradan sıyrılıp tekrardan yaşama katılmalarını; kaç sonbahar eskittim, hatıralar tozunu bile esintiye bırakmadı. Öyleyse beklesinler! Bir sonbahar daha eskiteceğim.
Öyleyse söz, eskittiğim sonbahar gecesi tozları sileceğim.
Fırat Demir
2020-07-14T00:24:40+03:00Kaleminize sağlık çok beğendim.