Beklentilerle geçen zaman dilimlerinin ne denli büyük bir yokoluş olduğunu kavradığım, birbirini tamamlayan gecelerim olmuştu. Sana karşı büyüttüğüm bu sevgiye karşılık beni alelade cümlelerle geçiştirmiş olmanın ne denli büyük yıkımları olacağını çok sonra kavramıştım. Niye bilmiyorum, sen sevmeyince beni kimse sevmiyormuş gibi oldu. Sen umursamadın ya beni sanki kimsenin hayatında bir hükmüm kalmamış, öyle bir his bu. Kendi halinde platonik beklentilerimi yediremediğim kriz anlarında yine kendi kendime konuşuyorum. Diyorum ki “Tekrardan kaskatı kesileceğim günler olacak. Yere göğe sığdıramadığım sevgilerin içimde filizlendirdiği ufak çaplı sıcaklıkların ardından karşılıksız, tek taraflı kalıp sonrasında ruhumu bir sokak köpeğine çevirmediği günler. Yaşama ve yarına olan ciddiyetimin bir mimik keyfi olarak söylenmiş bir söz ya da kim olduğunu dahi bilmediğim üçüncü bir kişinin varlığıyla yerle bir olmadığı günler olacak. Kesintili uykuların ve dalgalı ruh hallerimin son bulduğu kaskatı günlerim olacak.”  

Yeterince kısıtlanmış sınırları çizilmiş bir hayatın ortasında dahi mutlak rahatlığı hissettirecek şeyi buldum. Kimseden merhamet beklemiyor olmak.


5


Onun evinde bir akşamüstü. Veda etmeye gittiğimi ben biliyorum bir tek. Vedası dahi edilemeyecek kadar tek taraflıyken her şey hem de... Geçerken uğramış gibi yapıyorum. Bir çay içip gitmeye niyetleniyorum. Anlıyor var bir karın ağrım.

-Ne oldu? Söyle kalmasın içinde.

-Benim anlamlandıramadığım tek bir şey var. Onca zaman gönlün, nerede sana dair en ufak bir sevgi beslemeyen kim varsa hepsine filizlendi. Benim bildiklerim dışında bana senden haber getirenlerin, duyarsam canım sıkılır diye bana söylemediği daha kim bilir kaç kişi... Eminim ki eli yüzü benden daha düzgün belki benim kadar eğreti durmayan bu adamlar da sana iyi gelecek şeyi aradın. Belki de onları kendi kafanda yeniden yarattın. Ama olmadı. Sen filizlendin, filizlendin kuruttular seni. Boşa filizlendin her seferinde. Her gelen neşenden biraz aldı gitti. Köşelerde boşuna ben kaygılandım. Bilmediğimden ya da başkası ihtimalini düşünmek istemediğimden ben kuruldum köşede... Dedim, ben onun sancılarını simdi bilmiyorum. Soramıyorum da... Yarın bir gün silinip gidecek her şey, hiç haberim olmayacak. Denedi ya gönlün defalarca kez.. Bir beni görmedi, ben onunla barışamıyorum. Bana kendimi bu denli değersiz hissettiren ve yutkunmakta zorlandığım, yediremediğim tek şey bu benim. Ben bunu hak etmedim sadece. Keşke ben seni yere göğe sığdıramazken senin için gram değerim olmadığını böyle öğrenmeseydim de yıllar sonra senli bir cümlede seni nasil guzel hatırladığımda bahsetseydim ve maksimum senli birkaç cümle kurabilecek kadar senden bahsedebilecek bir halde olsaydım. Ama ne var biliyor musun, o kadar güzelsin ki ne zaman kafana esse çıkıp gelsen onca kırıklığıma rağmen yine de bana her türlü eyvallah ettirirsin sen, onu da biliyorum. Affet kaldıysa bir kırgınlık. "Bittim ben" diyip kapıyı usulca kapattım. Eminim dinlemedi bile beni...


6


Genç yaşında seviyor olmaktan, birine aşık olmaktan geçmiş zaman ekleriyle ve kesin hükümlerle bahsedenleri gördükçe ne kadar şanslı olduğumuzu görüp halimize şükrediyorum güzel kızım. Ben seni, sen bir yerlerde hiç bilmediğim kimseleri doyasıya seviyorken, ne kadar içten içe kederli olsam da bir o kadar da ümit doluyum hala. Biliyorum sevgisinden dolayı özür dileyen de bendim, hiç suçun günahın yokken kendi kafamda kurduklarımla sana surat asan da bendim ya da kahvenin yanında üst üste sigaralar yaktığımız akşamüstlerinde gözüne dahi bakamazken huzurunu kaçıran da. Aslında sana umuttan bahsedemem. Ama bir şeyler değişti, hissediyorum. Belki balkondan dışarıyı izlerken belki de soğukta iki saat seni beklemiş hasta olmuşken oldu bu ya da bir avuç sevdiğim insan beni savrukluğumdan dolayı bir kahve dükkanında çocuk azarlar gibi azarladıktan sonra oldu. Ne zaman olduğunu, nasıl olduğunu kestiremediğim o dönüşüm sayesinde neyi ne için beklediğimi bile unuttuğum şu günlerde, uzun zaman sonra ilk defa Içimde kimsenin sevgisine muhtaç olmayan bir kıpırtı var. Yaşama olan doyumsuzluğumu uzun zamandır ilk defa ona dayanabilmek, tahammül etmek için gösterdiğim çabadan bana kalan sancılardan daha fazla, daha net hissediyorum.

Yokluğum senin için bir anlam ifade etmeyecek biliyorum ama olur da aklına eserse bil, sen tüm güzelliğinle etrafımda gezerken ben bu umudu muhafaza edemem. Yanımıza kâr bi yaşanmışlıkta olmadığına göre varsın bizi hiçbir zaman beraber cümle içinde kullandırmayan bu hayat, yeni sevgilere denk gelene kadar da aynı kaldırımda yalnız başımızayken göz göze getirip beni aynı yokuştan aşağı tekrardan yuvarlamasın.