Yıl döndü.


Güneş ışığı her sabah gözlerimize yansıyordu. Yarısı koyu yeşil, yarısı siyah battaniye kol kaslarımızı zorluyordu. Ben uyurken tavada kızan yağın sesi kulaklarıma doğru kuru fesleğenden bir şarkı mırıldanıyordu. Uyanıyordum. Oradaydın. Gülüyorduk.


Yıl döndü.


Sabahlarımız, akşamlarımız vardı. Bazen dizime yatıp “korkuyorum” diyordun. Sırtına dokunuyordum. Geçecekti. Neye neyin tesellisini verdiğimi biliyordum, sonucunda nereye varacağımı da. Belgesel sesinde uyuyakalıyorduk. Uyanıyordum. Oradaydın. Gülüyorduk.


Yıl döndü.


Kırlentleri bozuyorduk, kırlentleri düzeltiyorduk. Ören’e kül döküyordun. Kahvaltılar, kahvaltıların ardı, kahvaltıların göz yaşartıcı anısı, kahvaltım. Sırayla çıkıyorduk. Düzenli bir kaosun içinde enerjimiz titriyordu. Uyanıyordum. Oradaydın. Gülüyorduk.


Yıl döndü.


Uyanıyorum. Orada olmuyorsun.

Boğazımda özlemekle ilgili birkaç düğüm birikiyor.

Düğümleri tutamıyorum. Orada olmuyorsun. Gülmüyoruz.


Yıl döndü.





















sen de dön.