1


 


Görünmez bir yanılgıysa bizi aldatan bu rüya

Sesler, imgeler akla inkâr denilmez mi?             


Bilinmez mi değeri anlamanın ötesinde

Kurnaz bir yılan gibi uzanan şu kâinatın

Seslerin ilmi, zihnin penceresinde uyumaz mı?

Geceleyin bir derviş, bir ıslıkla ağlatmaz mı c-inleri

               

-nedir?


Bu ev

Bu orman

Hangi gün uyanırsa, doğrulur 

Karanlık ayetinden bir iman.


 


Nedir bu zihin

Kim niçin hürmet etsin?

Görünmez ise; bölünen deniz, tutulan duvar

Yıkılmaz mı, altında kalınca binlerce insan.


  

Bir mum,

Ne için değişir bu karanlıkta

Kim, ne diye zorlar?

Bir perde hangi gün aralarsa geçmişi bize

Unutturur.


Niçin, uyumaz toprağın teni geceleyin  

Niçin!

Kanayan bir tabut, parlayan bir yıldız

Solunan zemin


Toplar kini insanlar üzerine.


 


Şayet

Görünmez bir yanılgıysa ışığın fevri dolanışı

Bu sesler, bu örtünen hinlik

Yaratmaz mı tepemizde bilinmez bir kargaşa...


 

2


 


Eskimeyen bir özlem

Bu şehrin çarpıntılı uğultusu

Sinsi bir arayış içinde kimimiz

Dolanır tepetaklak  

İskelet, mavi kuşlar tepemizde

Gazete köşelerinde intihar haberleri


Bir sanrı

Göstermez ise kendini

Buğulu, kara aynalardan

Bulamazdı yansıyan tanıdık bir kimse           


       -yoktu, göremedim ben


Herkese yetebilecek bulantı ve c-esaret.


Ey uçuşan güz tohumları

Yeni bir isim getirdi bu zihne

Kanı çekilmiş kirli suratlarda  

Yeni karanlık bir ayet.



Susuyor şimdi


Namütenahi bir telaş içinde

Süregiden kılıcın kini

            -niçin

Başka birinin duyumsadığı ölüm

Zihnin oylumunda usul, usul büyüyor. 


Hiçliğin kusurlu dudakları

Önce çiğne görülmeyen kin duvarını

Tükür, Alnına insanlığın

O gün ben dahil

Herkes bu uykudan uyansın.


 


Eskimeyen bir özlem

Bir sanrı

Ve uçuşan güz tohumları

Hiçbiri rüya değil, şimdi

Burada yaşanan hepsi sürreal…




Gerçeğin farazi izleri

İnsanın arzularında mı saklanır?

Beni anladığını düşündüğüm, bir hayat

Dikiz aynalarından mı sakınır?



Efendim


-yoktu


Kör kuyularda duyumsanan ölü bakireler

Kimse alnında bir çizgiyle dolaşmazdı

Görülmezdi kimseden alınan bir iz ile

Kapatsın koca kâinat ışıklarını


 

    Peşimde tutulsun,


Aklım çelinsin!


 


Ne garip bir istenç, şimdi yaşamak

Karışmak olağan yüküyle bir meydana

Dövüşmek, teniyle kahrolası bir ısırığın

Acıtmak insanların aklında bir fikri


-korkma


Arzulanan şu sesler, şu imgeler;

Merak edilen garip bir esintidir, geceden

Yarım bir kalp çarpıntısı, belki

Bir varoluş hikayesi.  


 

Kendi içinde kaybolan biri

Niçin yolunu çıkarmaz karanlıktan

Boğazında kesik bir yara ile dolaşmak

Kime neden yakışır?


-bana



Kimse ne diye sormadı

Çoğu kez anlaşılmadı, duyumsadığım o sesler.

Sorgulayan, özlenen ve arzulanan, bir hayat vardı  

Buradaydı üç açık göz

Hepsi bir, bir yaşandı... 


***