Sesine uyandığım sabahlardan çıktım yola.


Üç elma düştü gökten,

Üçü de bana, darısı senin başına.


Üç kez seviştim başkalarıyla,

Üç kez fahişe diyebilirsin bana.


Üç kez doğurdum güneşi,

Üç kez piç oldu gece.


Üç kez yağmur damlaları düştü yere,

Üç kez ağırlaştı kirpiklerim, yağmurlarla.


Üç izmarit birikti tablamda,

Üç kez öksürttü beni sabahına.


Üç kez fal baktırdım,

Üçünde de çıkacak gibi oldun çıkmadın.


Üç kadın öldü sebepsiz yere,

Üç maymun oldu dünya.


Üç çocuk doğdu sefaletin tam ortasına,

Üç kez küfrettim açlığa.


Üç çiçek açtı bahçemde,

Üç kez inandım yaşama.


Üç yapraklı yoncalar aldı papatyanın yerini,

Üçü de seviyor çıktı alınma ama.


Üç yıldız kaydı hayallerimin yanında,

Üç dilekten birini bile harcamadım sana.


Üç defa kurşun döktürdüm sevmeyişine,

Üç defa öpüp başıma koydum yarım bıraktıklarını,

Üç defa sağa sola ve tekrar sağa baktım kalabalıklar içinde bir umutla.


Çocukken de hep üçten başlardım saymaya,


Üç...

İki...

Bir...

Hoppaa!


Tenine üşüdüğüm gecelere geldim.


Gözlerim kan çanağı...

Ellerim kan...

Yutkunduğum kan...

Tükürdüğüm kan...

Yüreğim kan revan.