Arabalar ve bedenler

vızır vızır vızır 

Topuklar ve şehirler 

takır takır takır

Yağmurlar ve gözyaşları

şakır şakır şakır


yetişemiyorum


Izdırap, kalemimin mürekkebi

ilhamı ise yazmalarımın, aynadaki

değişmemeye çabalarken ben 

haşin bir rüzgarda uçmamak 

için

direnen market poşetleri gibi,


beceremiyorum


Göz alıcı renkler, gürültülü sessizlikler

isim takılmış hiçlikler

gizli fakat herkesçe bilinen

kimsesizlikler

"irreal" dayatmalar ve sanal bedenler 

tasarlanmış kimlikler,

uçarı beklentiler


iğreniyorum


İçindeki daimi boşluğu savurduğu nefretin içine gizleyenler

giremediği suları bulandırmayı kendisine vird edinmişler,

hayal balonlarına iğne ile müdahale etmeyi 

pek sevenler,


delleniyorum


Para çehresine bürünmüş erler

içinde yaşadığı deriyi Kâbe yapıp

etrafında dönenler

bilgi diye zihin damarlarına

enjekte edilen "mary jane"ler  

ziyan günler, lağım kokuları ve leşler


iç çekiyorum


Bir köşede ölürken kadın,

susma yeminleri edenler 

bak namustan bahsedilince hemen nasıl

dillenirler

aşkı cinselliğe, hazzı erotizme indirgeyip

orada burada “erkeğim” diye gezerler 


kabullenemiyorum


Uçan kuşa prangayı layık görenler

miyavlayan yavruya hallenenler

özgür denize ve gökyüzüne bile 

göz dikenler

kirlendikçe kirletenler

kirlettikçe kirlenenler

tükendikçe tüketenler

tükettikçe tükenenler


hayretleniyorum


Kendisinden gayrısına sefaleti layık gören

karanlık yürekliler,

garip bir yolcu iken

ev sahibiymişçesine hareket edenler,

bak

kaçtıkları ölümlerin nasıl kucağına 

düşecekler

katledilen bedenler, bombalanan şehirler,

tüm yaşlı gözler

bir gün hurra

dört bir yandan hücum edecekler

hesabı verilecek azizim 

tıpış tıpış tıpış


söz veriyorum