İki gün önce bir haber okudum. Haberde de bir fotoğraf: yanan bir araba ve insan. Şimdi metrobüse bindim. Asya’dan Avrupa’ya geçiyor, kapı tarafındaki tek yan koltukta oturuyorum. Vücudumu döndürebildiğim kadar döndürdüm, asfalt ve korkuluklarda iki gün önceki ölümün izini aradım. Ateşin isini, herhangi birisinin ölmeden dünyaya bıraktığı son iz... Göremedim, sonra oturduğum yerde doğruldum ve kalabalığın arasındaki ufacık boşluktan önce güneş sızdı içeriye. Galata Kulesi çarptı sonra gözüme. Aslında tetikleyen şeylere bakmaksızın farksız şeyler, kendini boşluğa bırakmak...