Bir kuş bir ağaçtan uçtu bir sabah

Sarıya delirdi güneş, yazdan bildiler


Kapılarım kilit tutmuyor söylesinler ona

Desinler sinmiyor gömleğime heva kokusu

Ya yere düşürmek uçmakta mahir bir kuşu

Öldürmekten beter değil midir?


Olsa da söylesem,

Bilsem yolunu ellerinin diyemem

Bir gecenin yırtığını diken maharet

Bana gel demiyor haydi bölüşelim kederini

Belki taş öğüten bir değirmen,

Belki dikenli perçinler çekilir sırtımdan

Dokunup yuvasına çekmeyen sevgi beni

Kırıp zerremi pazar etse ki bilir,

Alışılmaz elbet, karışılmaz

Böyle ateş satılmaz.


Şaşırdı yolunu zaman sarhoşu

Ölümler geçirdi gözlerinden


Anlasın beni güller kopuyor

Mevsimlerin telaşı görünüyor gündüzlerden

Tutulmaz ve çağırılmaz bir vakti istiyorum

Ne ki sarılmak ruhu geçmese gövdemden

Ve duyduğu heyecan boynumdan yana

Öpüyor beni uykularım kaçıyor söylesinler


Ama bilirim kuyusu kara

Bilirim gülse de güldürmez devvarın yüzü

Kalıp kendime gücenirim yetmedikçe

Boyamam yeniye eskiyse eski

Yerinde mi yoklamam, dökülmüşse toplamam

Büyür koynumda içeri akan yara gibi

Söylesinler, saklamam.


Ölmedi. Vaktini şaşırdı yaşamaktan,

Sürdü bulut rengini gitti; dönmedi.




Fotoğraf: Sezin Hasgüler