Uçurum kenarında içi geçmiş bir adam

Gerçekler yadsınmamalı, kötülükler kanıksanmamalı

Diyor olanca kuvvetiyle çevresindeki kuşlara

Mütemadiyen çay içiyor

Bir mucize arzusu almış başını gidiyor

Arzuya katlanamayan mucize de almış başını gidiyor


Ayak seslerindeki ahenk ve

Kol düğmelerindeki isyan

Kırık bir kanat ve

Hiç susmayan kerevet melodisi


Olmayacak duaya âmin diyor

Olacaklar zaten oldu

Kafasını kaldırdığında hep aynı çaycıyı görüyor

Masum bir gülümseme ve bitmek bilmez kıkırdama eşliğinde

Bir yudum daha alıyor

Olmayacak duası oluyor gün batımında

Uçurumdan kendi içine devriliyor


Kerevet yine aynı kerevet

Sadece zaman eskidi