Yaşadım

O alevin yeşile sürdüğü bir tutam karanlığı

Vurdum, 

Gölgelerin dikine koyulaştığı duvarlara, 

Aşkın karşıtı beyaz bir tasarruf aydınlığına.

Sarının loşunda

Kırımın baharında.


Bir kuş ölür kısalırken dağların uğramadığı,

Uğramadan,

Geçtiği, 

Bir yirmi beş yaş bahtsızlığında.

Kuşlar ölür, 

Bir radyoaktif bulut düşer

Bazı çiftçilerin buğdaylarına, bostanlarına, 

Zeytin bahçeleri en son ölür

Kırımın baharında.


Sil bir adamı, adını

Ay’dan düşsün gövdesi

Görmesinler tuttuğunu elimi.

Hiçbir şey söyleme beklemek hakkında

Kiraz ağaçları çiçeklenirken

Süslü püslü bir kitap konusu

Yaşadığım,

Bilmesin torunlarım nasıl olduğunu.


Say ki romantik bir şarkı dinledik 

Seninle;

Uzun otobanlar boyunca

Sessiz bağlar kurduk,

Gizlice.

Ufukta,

Denizler, köprüler, şehirler geçtik

Çirkin heykeller gördük, unuttuk.


Yağmurlar yağdı sonra

Gonca bir gül gibi güneş açtı

Göz kapaklarımızın batısında.

Islandık,

Isındık.

Orayı

Ya çoktan geçmiştik,

Ya da hiç varamadık.


İçimde öylece, kızıl bir gün batımı duruyor

Seyrettiğimiz

Batmadan.

Sanki

Azı kalmış da bir romanın 

Bitmiyor.


Sür zamanı,

Dutların ağıdını duyduğum

Hiçliğin alacakaranlığına

Ufalana ufalana.