Yaşadım
O alevin yeşile sürdüğü bir tutam karanlığı
Vurdum,
Gölgelerin dikine koyulaştığı duvarlara,
Aşkın karşıtı beyaz bir tasarruf aydınlığına.
Sarının loşunda
Kırımın baharında.
Bir kuş ölür kısalırken dağların uğramadığı,
Uğramadan,
Geçtiği,
Bir yirmi beş yaş bahtsızlığında.
Kuşlar ölür,
Bir radyoaktif bulut düşer
Bazı çiftçilerin buğdaylarına, bostanlarına,
Zeytin bahçeleri en son ölür
Kırımın baharında.
Sil bir adamı, adını
Ay’dan düşsün gövdesi
Görmesinler tuttuğunu elimi.
Hiçbir şey söyleme beklemek hakkında
Kiraz ağaçları çiçeklenirken
Süslü püslü bir kitap konusu
Yaşadığım,
Bilmesin torunlarım nasıl olduğunu.
Say ki romantik bir şarkı dinledik
Seninle;
Uzun otobanlar boyunca
Sessiz bağlar kurduk,
Gizlice.
Ufukta,
Denizler, köprüler, şehirler geçtik
Çirkin heykeller gördük, unuttuk.
Yağmurlar yağdı sonra
Gonca bir gül gibi güneş açtı
Göz kapaklarımızın batısında.
Islandık,
Isındık.
Orayı
Ya çoktan geçmiştik,
Ya da hiç varamadık.
İçimde öylece, kızıl bir gün batımı duruyor
Seyrettiğimiz
Batmadan.
Sanki
Azı kalmış da bir romanın
Bitmiyor.
Sür zamanı,
Dutların ağıdını duyduğum
Hiçliğin alacakaranlığına
Ufalana ufalana.
Muhammed Dalpalta
2020-08-01T01:59:50+03:00Hocam şiir ilk başlarda hoşuma gitti. Damağımda tarif edemediğim bir tat bıraktı. Sanki olması çok istenen bir şeyin son noktada kaybedilmesi gibi bir izlenim yarattı üstümde. Sonradan bu hissiyat kayboluo yerini çok açık bir şiire bıraktı. Kaleminize sağlık.