Aldanmışlığın o yavan tadı

bir ağu gibi boğazımda

perdeleri sararmış erguvanlar

kanıyor pervazlarımdan

kara yılanlar öldürdüm düşümde

şimdi afaktan da soluk benzim

çoşkun dereler misali 

gürlerdim önceleri

sonra sancılar geldi

parmaklarıma tutturduklarım

unutmayayım diye

hepsi yalanladılar davamı

yapıştı kaldı etime

yıkık medeniyetlerin acı süreği

ne varsa geriye kalan 

kavgalardan

yalanlardan

yarı zamanlı sevdalardan

bir avuç toprak dileniyorum şimdi

uğursuz kapılar ardından