Kararmaya yüz tutan gece

Genze düşen sigara dumanı

Uzaklardan gelen birkaç nota

Sükûta tâbi bir ruh hali

Bugünlerde unutmak eylemi

Seninle beraber götürüyor içimden benliğimi

Vakit çocuk seslerinden anlamlar çıkarma vakti

İnsanlığın pür hali

Düşecekken dillere bir türkü

Vazgeç diyor gönül deşme yaramı

Bırak küllerim rüzgara kapılsın

Ne kadar alışmışım oysa senli yaşama

Olsan da olmasan da

Her semtine indiğimde korkulara kapılırdım

Sokaklar sen doluydu

Bir köşeden çıkıverecektin

İsmimi bağıracaktın

Korkuyordum


Şimdilerde ağır ağır kapanıyor

Derme çatma bir amfi tiyatroda

Seni sahneleyen perdeler

Görüyorum kalabalığı

Ne çok yaşayan varmış

Ve şimdi daha çok görüyorum kalabalığı

Oysa ne çok insan varmış

Bir ben değilmişim kalbini başka yerlerde unutan

İnsan kanıyorken bencilmiş meğer

Yalnız olmak bir yanılgı anlıyorum

Acı her yürekte aynıymış

Bir kervan ardı sıra geçip giden

Göçebe kalpler sarayıymış sevda denilen


Unutmak zor eylem

Unutmayı dilemekse hayal kırıklığı

Serin esen bir rüzgarın ürpertisi

Akla geldikçe ne kadar silindiğini fark etmek

Düşlere girişinin gittikçe azalması

Hatta aklın ambargosu

Yavaş atılan sahil adımları

Geceden kalma bir uyanış unutmak


Her bir adım gidişinle siliniyor sayfalar

Bense seni ciltlerce yazmıştım

Doğacak boşluk iki kelime arası kadar

Seni... Sevmiştim

Cümlelerime vazgeçilen geçmiş zaman hakim

Vakit öldükçe demirlemiş bir vapur çürümeye mahkum

Ve bu boşluk içinde yüzülemeyecek kadar yoğun

Kaybolacağım adın yarım yamalak silinmiş sandalla

Yokluğunda boğulacağım

Yeniden doğmaksa başka sonbahara kaldı