ellerim, ey bezir oğlu bezir

ellerim bir katil eli kadar kanlı

ellerim katbekat nasır

katre katre okyanus taşır


yeryüzünde ne varsa koydum bohçama

bir iplik tanesiyle astım kendi darağacıma

gökyüzünden bir delik açtım iğne ucu kadar

cehennemde ne varsa gördüm bildim

yalnız çözemedim insan nasıl ölür, nasıl yaşar


saçlarımdan çektim çıkardım bir çiçeği

aydın bir şubat gibi baharı bekleşirler

benim yağmurum sana çamur görünür

boynun bükülür, bir ölüye benzer bu hâlin

için senden yaşlı bir zehir

dışın mürettebatı kayıp bir kaptan

neden her şubat baharı bekleşir


alnının ortasından deldim bir çiçeği sana astım

gömlek cebinden kan damlıyordu

ellerimdeki kanla kapattım

yaşıyorsan sus, ses çıkarma dedim

ayak etiketli bir ölü kadar konuştun


şimdi biz fatih'in yoksul yokuşlarında

bozacı çığlıklarıyla yıldızları dinleriz

onlar en az bir tohum kadar hayattadır

bir tohum kadar düşerler haliç'e kabarır deniz

balık yeşerir, yosun yüzer tekne kıçlarında

açılır kapanır kapalı çarşı soluk soluk

aynacılar puslu bir zincir gerer çatılara

yıldızlar bakkal kuyruklarına bürünür

borç defterleri kabarmıştır sokak lambalarına