Sorulsa bana, nedir ur?
Literatüre geçişi tümör şeklinde,
Yol açtığı habislik ise kanser.
Hasta olanın veya hastalık zannında olanın
En çok korktuğu şeydir ur.
Dillere pelesenk olmuş,
Önceden kimse hasta olmazdı bu kadar.
Ne kadar da çok hastalık var?
Yoksa doyabilir mi bazı çopur suratlılar.
Kötü olan yalanın bilinmesi midir?
Yoksa yalanın idrakinde olan intisap mıdır?
Bir kezzab, tarifidir çok yalancı olanın.
Köpeklere bile malumdur bu zatın kötülüğü.
Ancak unutulmamalı ondan kötüsü.
Odur, yalana ihtiyacında kani olan.
Önceden tek bir elbise zenginlikti.
Artık değiştirmiyor gardıropların tıka basa doluluğu
İçinde gizlediği boşluğu.
Kim kazdı, kim kazdırdı bu çukuru?
Ne güzel at başı gidiyor Britanya ve Anadolu!
Hiçbir zaman yeri yadırganmaz şu dört kenarın.
Hanelerin ekserinde sabahlar.
Ona hizmet eder hiç durmadan
Sabah yaşlılar,
Öğlen kadınlar,
Akşamları çocuklar ve babalar.
Tedrisatından vazgeçmezler onun.
Cân-ı gönülden bir öğretmen olarak öğretir
O da gösterişi, inkârı, katli ve çirkinliği
Hasseten ur, terk etti yıllardır hastaneyi.
Kavuştuğu her yer;
Süslenmiş yalan,
Samimiyetsiz duygu,
Cahil öğretim
Ve ölüme rağbet bulandı.