kendimizden ayrı ikimize benzer tükenmişlerdik

kimden geçsem kendimdi

sırt dönüşlere denk düşendim


üşüyorum 

göğsün mermer taşından vilayet

eli boş gelişlerin akınından bir

yakınma 

kendinden kendini peyda eden

anneler


dakikalıktık ömürlük sonlar biraz da


kimliğim öldü

gömleğim kirli

dört duvar urgan


pazarları izne çıkarıyorum adımı

ondandır basıyorum bağrına lisânü't-tayr’ı 


aynı gökten üç dünya nakışladık

bir et parçasından

eksildikçe çoğaldık.