bir yaz gecesi düşündüm ki
uzak kıyılardan
süzülüp usulca giresin diye içeri
ne keder, ne de lâl kalbim
sönmeye yüz tutmuş bir ağustosun son çırpınışl...
kitap arası iki yaprak şakayık kaldı
birbirinden ayrı
ve hediyen bir tülbent yatakta
dolapta üç gömlek bir hırka
valizini topladı gitti
ansızın yazsı...
yazı unuttum, siyah atkı
kış, yorgun tarife
her yere gidiliyor ardından
sinema locaları, kaldırımlardaki sıralar
pullar dökülüyor sırtımdan
yelkenle...
olmasaydın seni düşünürdüm
inan, varken de öyle
uzaktan ayak sesleri ürpererek bekliyor ardımda
gölgen yetimhane
zakkumlar da cennet benekleri sesinin
...
bütün kapılarını kapatıyorum üstüme
söylerken bunu
korkuyorum
benmişim kendi kendini yitiren
aramızda kuvvetli sağanak
fena susuyorum
bir çeyrek ası...
şimdi o buğuyu siliyorum içimden
bir uğultu kaldı ellerin
yüzün sonsuz çalkantı hali
dokunduğum herkes çürüyor kuytumda
nasılsa kaydı tutulmaz fotoğra...
gittikçe genişleyen o sonsuz omuza inanıyorum
bu yüzden uzaklaşıyoruz birbirimizden
ve her gece bir kere çeviriyorsun yüzünü benden
işimiz zor ve bak nele...
senin en çok nasıl dayandığını
merak ediyorum hayata ve
nasıl tutunduğunu
başkalarının çocukluk fotoğraflarına
burnundan dudaklarına doğru
bir yol k...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok